Varsayılan Resim

Ay Formatı

View all

Daha Fazla Yükle

Önerilenler

Makale

İletişim Form Ayarları

404

Üzgünüz, bu blogda aradığınız sayfa mevcut değil. Ana Sayfa

Amatör Denizcilik Dersleri 1 (gemicilik)



İskele ve sancak…

Amatör denizcilik tekneyi tanımakla başlar, teknenin önü arkası,sağı solu,altı üstü ayrı isimlerle ifade edilir. Bütünü oluşturan parçaları, işlevlerini, hareketli ve sabit donanımları, demir ve bağlama takımlarının tüm parçalarını ve kullanım şekillerini bilmek, hatta diğer mürettebata kullanımlarını öğretmek amatör denizciliğin esaslarındandır.




Bilindiği gibi denizciliğin kendine has bir dili vardır. Osmanlıca dan esintiler taşıyan,  isimlendirmelerden muhtelif bu dil, bazen adlandırma, bazen tarif, bazen olay anlatımı için kullanılır. Bir denizcinin teknesine olan hakimiyeti bu lisanı iyi bilmesi ve kullanması ile doğru orantılıdır.
Tüm denizcilik eğitimlerinin temelinde iki kelime vardır. Sancak-sağ ve iskele-sol…
Öylesine önemlidirler ki karıştırılmaları halinde olacaklar kesinlikle tatsız ve tehlikelidir.
Tüm hareketli vasıtalarda; aracın arkasına geçip,  önüne doğru baktığımızda bizim sağımız aracın sağı olacaktır. Teknemizde de aynı metodu uygularsak, teknenin sağı-sancak, solu-iskeledir.
Diğer önemli isimlendirmemiz; baş-ön ve kıç-arka dır…
Teknenin denizleri yararak ilerlediği ön tarafının adı; baş, baş üstü. Pervane döndüğü için köpükler çıkararak yoluna devam ettiği arka tarafının adı da; kıç veya kıç üstüdür.
Sanılanın aksine pruva ve pupa teknemizin üzerinde olan bölgeler yada parçalar değildir..
Pruva; teknenin baş tarafı önünde kalan deniz alanını, pupa ise kıç tarafının gerisinde kalan deniz alanını tanımlar.
Açık denizde seyir halindeyken, bir an için dümen tutan herkes  şöyle düşünür..o kadar abarttıkları tekne kullanmak bumuymuş…haklılar.. ugun hava şartlarında; seyir anında dümen tutmakta, üç beş derece sancağa iskeleye rota kaydırmakta elbette bir zorluk yada karmaşıklık yoktur. Ama denizcinin kaptanın iyisi iskeleye yanaşırken ve ayrılırken ortaya çıkar. Tıpkı araba kullanırken başımıza gelen gibi. Tüm acemilerin kabusudur park etmek…
Kaptan adaylarının da en çok zorladıkları konu, bundan sonra halat manevrası diyeceğimiz yanaşma ve ayrılma anlarında yapılması gerekenlerdir. Ön hazırlık, doğru zamanlama, deneyim ve uygulama becerisi gerektiren bu manevralarda, işinin ehli kaptan görevleri dağıtır, uygulattırır, kontrollerini yapar ve en uygun yere en uygun manevrayla, en güvenli şekilde teknesini bağlar veya avara olur.
Teknemizi rıhtıma bağlamak için kullandığımız halatlara palamar denir. Bu arada halatı tanımlamamız lazım. Çapı 8mm ve çevresi 25mm ve büyük tüm iplere halat denir. Buradan yola çıkarak tekne kıyıya ince iplerle değil; gövdesi ve ağırlığıyla orantılı palamarlarla bağlanır.
Aborda olmuş, teknelerin baş ortasından kıyıya verilen halata baş halatı, kıçın kıyıya uzak köşesinden rıhtıma verilen kıç halatıdır.Tekne büyüdükçe ağırlığı ve sudan yüksekliği artar,dolayısıyla rüzgar ve denizden etkilenme miktarı da artmış olur. Eğer teknemizi gece bağladığımız yerde sabah bulmak istiyorsak, rıhtıma daha çok palamarla bağlamalıyız. Bu işlemler için iki yardımcı palamardan faydalanacağız; açmazlar ve pürmeçeler.
Açmazlar; teknemizin iskeleye bağlı olduğu taraftan, baş ve kıç omuzluklardan, kıyıya dik olarak verilen güvenlik palamarlarıdır. Adından da anlaşılacağı gibi teknemizin iskeleden istediğimiz mesafede kalmasını sağlarlar.
Pürmeçeler; işlev ve bağlanış şekli olarak açmazlardan ayrılırlar. Görevleri; teknemizin rıhtım boyunca ileri geri hareketini önlemektir. bu yüzden çaprazlamasına bağlanırlar. Baş üstünden kıça, kıç üstünden de baş tarafa yakın, rıhtımdaki babaya yada aneleye bağlanırlar.
Aborda olarak, palamarlarını babalara bağlayan bir kaptan, teknesinin rüzgarın ve dalgaların etkisiyle rıhtıma çarpabileceğini bilir. Açmazların; rıhtımın rüzgar altı tarafına bağladığı teknesini, belli bir mesafede tutacağını ama rüzgar tersine dönerse, teknenin rıhtıma adeta yapışmasını engelleyemeyeceklerini de bilmelidir. Bu yüzden tekne ve rıhtım arasına usturmaça adı verilen içleri hava dolu yumuşak plastikten balonlar koymakta fayda vardır. Şayet usturmaçanız yoksa veya sayı olarak yetersizse gövde deformasyonunu önlemek için yumuşak ama sağlam nesnelerden (oto lastiği, branda kaplı şilte vb.) geçici usturmaçalar yapmanızı tavsiye ederim. İyi bir kaptan teknesinin görünümüne de özen göstermelidir. Alınacak küçük tedbirler, sonradan çok pahalıya gelecek onarımlardan kaçınmamızı sağlar.

1 Yorumlar

Please Allow The Comment System.*

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});